Sözler ve Replikler » Genel » Yılmaz Odabaşı Sözleri

Yılmaz Odabaşı Sözleri

Yılmaz Odabaşı Sözleri

Türk Yazarlar / Yazar Sözleri Diğer;
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J, K, L, M, N, O, P, R, S, T, U, V, W, Y, Z


  • Deli sormuş deliye, Aşk nedir diye ? Deli gülmüş deliye, Ben niye delirdim diye …
  • Böyle geçip giderken uzun zamanlar, Kimleri unuttuk kimler kalanlar?
  • Kimse bilmez be canım, “bir yara bir ömrü nasıl kanatır.
  • Herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim bir de kimsesizliği…
  • ses hoyrat sevinç yılgın şakaklarım sonbahar…
  • Sen bir şeyler bilsen bildiğinden ben çıkarım / Çocukluğuma dokunsan öksüz çıkarım / Halkımı tanısan yurtsuz çıkarım.

  • ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?
  • Ve ben gittim yüreğimde kan gülleri, Siz de o aşkın teninde dinamit sayın beni!
  • Siz orada kalabalık ve kabarık kalın, sağ olun, yalnızlık iyi, yalnızlık iyi.
  • Yaslı bir kışa rehin düşse de günler, kalbindeki tomurcuğu bahara büyüt; o tomurcuk düşlerinin yağmuruyla ıslansın.
  • Herkes arar pembesini. Oysa kendinden ötesi yoktur; kimse sevmez yalnızlıkta gölgesini.
  • Kısa bir öyküdür hayat, uğruna upuzun acılar çektiğimiz. Kısa bir türküdür, bir kez daha söylemek için delirdiğimiz…
  • Sokakların gün batınca neden boşaldığını ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum. Konuşsam sessizlik gitsem ayrılık…
  • Gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın, Gittiğin yer bir uçurum kadar uzak.
  • Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır; kimse bilmez be canım bir yara bir ömrü nasıl kanatır…
  • Biz şimdi ölsek; en fazla kahvede çaylar soğur.
  • Seni bana uzak kılan bu ıssız ve derin uçurumlar. Uçurumlar utansın!
  • Herkes kırılamaz, ipince bir dal olmak gerekir kırılmak için, Ama dünya kütüklerin.
  • Yaşam yanıltmanın, insanlar yanılmanın ustası oldukça yine yeni düşler deniyor ve deneniyorlar.
  • Ya kederiydik kendimizin, ya bir halkın kaderi; ya şakağı ya şafağı bir halkın namlular çarmıhında!

  • Böyle geçip giderken uzun zamanlar, kimleri unuttuk kimler kalanlar?
  • Demiştim, gidip geniş bir bulut alalım. Çünkü yarın, gökyüzü üzerimde hep dikdörtgen kalacak. Yarın kalbimin ormanına küller yağacak.
  • Aşkın kavgasını veremeyenler, hiçbir şeyin kavgasını veremezler! Aşkın özgürlüğünü yaşayan ve yaşatmayanlar ise, hiçbir özgürlüğü hak edemezler!
  • Yitirdiğin her şeyde, kazandığın birşey vardır, Kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin. Hayat karşına nasıl çıkarsa çıksın, vazgeçme Ve unutma: Senin hayallerin olmazsa, Başka birinin hayali olamazsın asla.
  • Ben seni hep ayrılıkla anmışım titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını. hep adını yazmışım.
  • İyi ki bu düştesin, her sabah ışıyan güneştesin, iyi ki yoksuluz bulutlar gibi, soğuyan dünyada sımsıcak fırınlar gibi…
  • Bir insana; “ya benimle olur musun ?” denir, “ya da benimle ölür müsün ?” İşte iki noktacık değiştirir anlamı.
  • Herkes bilir gitmesini. Bir zaman öğrenirsin gideni sırtından öpmesini….
  • yıllar geçer, İdris’lerin kalplerindeki çocuklar daha ölüdür; düşleri hâlâ terasta, İdris’ler ise zemin katta kiracı oturur.
  • Bazen anılara en çok yakışan elbise, birkaç damla gözyaşıdır, unutma.
  • Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar…
  • Öyle bir serüven ki hayat; Karanlıkta polyanna’lar,ışıklarda palyaçolar dolaşır…
  • Boşuna çırpınma gökyüzü: Yurdum kadar ağlayamazsın.
  • Her ömür kendi gençliğinden vurulur.

  • Ve andolsun ki hiçbir kurşun, hiçbir çelik, hiçbir toprak ve hiçbir vatan daha kutsal değildir insandan!
  • Önce sesini, sonra yankısını çaldırdın şu beton ormanında. Kal orda!Artık hiçbir şeyden kurtulamazsın.Islanmışsın bir kere oğlum, yaş gününde kuruyamazsın.
  • Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; Sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın.
  • İstediğin kadar uzağa git ! Hep aynı gökyüzünü paylaşacağız .
  • Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım Keşke senin adın yalnızlık olsaydı Ve ben hep yalnız kalsaydım…

  • Artık kim, sana nasıl ulaşır? Öyle bir serüven ki hayat Karanlıkta Polyanna’lar, ışıklarda palyaçolar dolaşır.
  • Hayat hattında acemi tayfalardık. Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle; aşktan ikmale kaldık…
  • Gitti… kanatları yüreğimdeydi kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi / yitirdim o aşkın kimliğini hükümsüzdür.
  • Bu yüzden uğruna çok öldüğüm sabahlar, yaralıdır. Gençliğim darmadağın bir ilkyaz tufanıdır. Bu sevdayı kurda kuşa yedirtmem!
  • Evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri, sevinçleri, coşkuları olduğu kadar acıları ve yoksullukları da örtüyor.O örtülü kapıların, perdelerin ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor.
  • Artık bu ayrılıklardan kalbim usandı Bir gökyüzü, bir duvar, bir resmin kaldı Oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı Bıraksalar martılarla randevum vardı.
  • Ben iki şeyin apansız geldiğine inanırım: Aşk ve ölüm… İkisi de geldiğinde git diyemezsiniz. İkisinin de önemi ve büyüklüğü, belki de geldiklerinde git diyemediğimiz içindir.
  • Gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime Yok, gitme! Gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor Özlemeyi yutkunuyorum…
  • Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım; sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın.

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir