Sözler ve Replikler » Dini Sözler » Veda Hutbesi Genel Bilgi

Veda Hutbesi Genel Bilgi

Veda Hutbesi Genel Bilgi

Veda Hutbesi

Veda Hutbesi Genel BilgiVeda Hutbesi Nedir ?Veda Hutbesi Önemi


Hz. Peygamber’in, hicri 10. yılda yaptığı Veda Haccı’nda sayıları yüz on dört bini bulan hacıya hitaben irad ettiği hutbe. Peygamber (s.a.s) bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha haccedemeyeceğini bildirip vefatının yaklastığını ima ettiği, sonraki gelen günler de onun bu sözlerini dogruladığı için bu hacca Veda Haccı, bu hac esnasında irad ettiği hutbeye de Veda Hutbesi adi verildi. Veda Hutbesi her ne kadar tek bir hutbe imiş gibi kabul edilmekteyse de, gerçekte bu hutbe, Arafat ta, Mina da ve bir gün sonra yine Mina’da olmak üzere arafe günü ile bayramın birinci ve ikinci günlerinde parça parça irad edilmiştir (Tecrid-i Sarih, Terc. X, 396). Değişik yer ve zamanda irada buyurulduğu için de hutbe, birçok kisi tarafından birbirinden farklı şekillerde rivâyet edilmiş; kisinin ya da grubun duyduğunu diğerleri işitmediğinden, hutbenin tamamının bir araya toplanmasında bu farklı rivâyetlerden yararlanılmış ve daha sonraki yıllarda bu üç ayn yer ve zamanda buyurulan hutbe tek bir hutbe olarak bir araya getirilmiştir.

Rasûlüllah’in bu son haccından bir yıl önce nâzil olan Tevbe sûresinde, müşriklerin pis olduğu ve bu yıldan sonra Mescid-i Haram’a yaklasmamaları (et-Tevbe, 9/28) emredildiği için, Veda Haccı’nda Mekke’de sadece Müslümanlar vardi, hutbeyi de yalnızca Müslümanlar dinlemişti. Zaten Mekke’in fethinden sonra müşriklerin sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıstı. Rasûlüllah, Medine’den kendisiyle birlikte yola çıkan yüzbin civarındaki ashâbıyla Mekke’ye haccetmek için geldiklerinde bir yıl önceki uyarı sebebiyle Mekke’de müsrik kalmamisti; çoğunluk Müslüman olurken Mekke’yi terkedenler de vardı. Rasûlüllah, haccın bütün erkâmın bizzat kendisi yaparak Müslümanlara ögretmiş, Islâm’in hac konusundaki emirleri de böylece tamamlanmıstı. Islâm’in tamamlandığını bildiren bazı âyetler de bu Veda Haccı’nda nâzil oldu.

Cahiliye döneminde dışarıdan gelen hacılar Arafat’ta vakfeye dururken, Kureyş eşrafi diğer insanlardan üstün olduklarını belli edercesine Arafat yerine Müzdelife’de vakfeye dururlardı. Rasûlüllah cahiliye döneminin bu sınıf üstünlüğüne dayalı âdetini ortadan kaldırdı ve bütün hacılar gibi Arafat’ta vakfeye durdu. Rasûlüllah’a orada bu dinin tamamlandığı su âyet-i kerimeyle müjdelendi: “Ey Mü’minler, su küfreden müşrikler bugün dininizi söndürmekten ümidlerini kesmişlerdir. Artik bundan böyle onlardan korkmayınız; ancak benden korkunuz. Bugün dininizi kemale erdirdim; ve size ihsan ettiğim nimetimi tamamladım. Din olarak da size Islâm’i seçtim”(el-Mâide, 5/3). Dinin kemale erdirilmesine bütün Müslümanlar sevinirken yalnızca Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer, bunun, Hz. Peygamber’in vefatının yaklastığına delalet ettiğini anlamışlar ve gözlerinden yaslar akmıstı. Gerçekten de bundan sonra Rasûlüllah seksen iki gün yasamis ve vefat etmiştir.

Arafat’ta yüz binin üzerindeki hacıya hitaben bir hutbe irad eden Rasûlüllah sesinin bütün hacılar tarafından işitilmesi için belli mesafelerde gür sesli sahabilerden bazılarını görevlendirdi. Rasulüllah’ın sözlerini tekrar eden bu kisiler hutbenin bütün hacilar tarafindan duyulmasini sagliyorlardi. Devesi Kusva’nin sırtında olduğu halde Rasûlüllah su hutbeyi irac etti.

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir