Sözler ve Replikler » Genel » Tahir Musa Ceylan Sözleri

Tahir Musa Ceylan Sözleri

Tahir Musa Ceylan Sözleri

Türk Yazarlar / Yazar Sözleri Diğer;
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J, K, L, M, N, O, P, R, S, T, U, V, W, Y, Z


  • Aklın üstüne yük gelirse beden düşünmeye başlar.
  • Yaşamda en yüksek bedel, sevginin korunması için ödenir.
  • Bütünlüğü sağlayan bilgeliktir.
  • Kendime acımaya yetecek bir olgunluğa ulaşınca insanlarla barıştım.
  • Büyük işler yapmaya koyulduğunda etrafında bir uçurum varmış gibi yalnız kalırsın.
  • Beyninin yapısını düşününce, insanın yeryüzünde yaptıkları çok az gelir.
  • Ten temasından hoşlanmayan kişi insan sevemez.
  • İnsan ölüsünün peşine düşer, o olmazsa benlik eksik kalır çünkü.
  • Öğrenirken yüzünde sıkıntı yoksa zekidir.

  • Binlerce ekmeği olan bazıları hayatını, bir fazla ekmeğe harcamıştır.
  • Artık kendimi savunacak yaşları geçtim, tehlikeye girmeyecek yaşlara geldim.
  • Benim için bilgi değil inanç önemlidir, çünkü bilgi de faydacılık, inançta fedakarlık vardır.
  • Düş kırıklıklarına direndiğimizi gözlemek kendimizi sevmemize neden olur.
  • Bilim çok az saf olup hemen tamamıyla karmaşıktır, bilimadamıysa çok çok az saftır, ama tutarlı biçimde yanlıştır.
  • Amacım, azalmama alıştıra alıştıra insanları bir gün tamamen sessizliktir.
  • Bir zihni korumak için beyni ne kadar harcayabiliriz?
  • Annesi terzi, babası berber olanları severim, insanı bir şey yaparak keserler çünkü.
  • Kendini keşfettirmek için bile kimi zaman kendi kıymetini düşürmen gerekir!
  • Evlilikte eşlerden biri iyi olursa öteki olduğundan kötü olur.
  • Utançtan kaçmak için en sık başvurulan yol mükemmeliyetçiliktir.
  • Aşk, kendi ölümünün lezzetidir.
  • Sabahlarla akşamlar ezanlarda bile farklıdır.
  • Bedenin sınırları arzunun sınırlarından daha dardır.
  • Ego gücü = iştah + doymayı erteleme gücü.
  • İnsan vücudu bir kere yenilen tek ordudur.
  • Sevmenin öncesi acımaktır.
  • Her bulduğun pullukta sorunu ya da umudu toprakta arama.
  • Kadın dilin de öncesini bilir, o yüzden dile erkek kadar ihtiyacı yoktur onun.
  • İnsandan, daha yüksek bir canlı doğacaksa birgün, kalbinde beş göz olacaktır, bunca kirlenen kan yüksek bir şey yaratamaz çünkü!
  • Düşünceler üretiriz ve ürettiğimiz düşüncelerin altında eziliriz.
  • En sağlamı ödülü kendinden almak, başkasına vermek.
  • Optimum sayıda kötü gereklidir.
  • Yapamayan açıklar, çoğu teorisyenler, kötü pratik sahibidirler.
  • Uygarlık dürtüselliği engelleyerek insanı bozar.
  • Güçlüler kendini tahrip etmeden, zayıflarsa tahrip ederek güç kullanır.
  • Zeki bir insan zekasını açık ettiğinde avantajını kaybeder.
  • Olan ve olması gereken arasındaki mesafe ve zamanı kapatma işlemine çaba denir.
  • Korkunun olmadığı yerde cesaret olmaz.

  • Kuvvetliler tehlike olduğunda, zayıflarsa olacak diye algılar.
  • Akıllılar bir gün, deliler bir asır sonra haklı çıkar.
  • Acıya dayanma gücü yetinmenin büyüklüğüyle paralel gider, yetinme de bir acıdır çünkü.
  • Başarılı adamlar, yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayal ve gücüne sahiptirler.
  • Üstün yaratıcılar, alt basamakları tek hamlede atlayarak doğrudan kendini gerçekleştirmeye yönelir.
  • Dünyanın aşırı farkında olmak insanı bilim adamı, kendinin aşırı farkında olmaksa hasta yapar.
  • Psikoterapi insanın, kişilik değiştirmeden kendi doğasına uyum göstermesini sağlar.
  • Hastalıkları iyileştirmeye çabalamayın, denetim altında tutmaya çalışın.
  • Aşırı doyum kendini engellemektir.
  • Kimlik kazanmak, değişimin göbeğinde değişmeden kalma becerisi edinmektir.
  • Allah her insana sabah uyanmak için bir neden vermiştir.
  • Bir yapı bencilleştikçe, bir kademe daha üstte bir organizasyon kurar.
  • Açlık arayış, doygunluk durgunluk, durgunluk isteksizlik yaratır.
  • Uyanıklık kendini harcamak, uyku kendini onarmak içindir.
  • Arzuların engellenmesi düşünceyi doğururken, doyurulması yok eder.
  • En köklü mutluluğu üzüntü duyabilme gücü olanlar yaşar.
  • Zihin önce anneyle, sonra toplumla rezonansa geldikçe kurulur.
  • Mukavim bir mutluluk kendine doğru söylemekle kurulur.
  • İnsanlar, ona tavır almaya hazır olmadan tehdidi algılamaz.
  • Büyüme, nesnelerle ilgili bilgi kırıntılarından dünyalar kuran logaritmik bir öğrenmedir.
  • İlk sevinci, gerilimlerin yerine eylemleri geçirdiğimiz gün yaşarız.
  • İnsan tam olarak kendine güvendiğinde sıkıntı yok olduğu kadar zevk de yok olur.
  • İnsan olmak en zorudur.
  • Kötü insandan kurtulmak mümkün değildir, önemli olan kötü insanı iyi şeyler yapmak zorunda bırakmaktır.
  • Gözleyebilirse eğer, insan gözlerini gökyüzünden bile büyük yapar.
  • Hiç taktir almamak kişiyi ya çok saldırgan ya çok inat yapar.
  • Açıklamak, matematikleştirmektir.
  • Embriyolojik dönem filogenetik evrimin, bebeklikle çocukluk dönemi türün kültürel evriminin hızlandırılmış tekrarıdır.
  • Sinüs düğümü aydınlardır, sürekli uyarırlar, ventrikül kasları işçilerdir çalışırlar, kapaklar bürokratlardır vergi toplamadıkça geçişe izin vermezler, damarlarsa kadınlardır kesintisiz beslerler, her ülke, vakti geldiğinde ölmeyi bilen bir kalptir.

  • Talebeydim ve silgim bir parça araba lastiğiydi, defterleri yırtar kendi eksilmezdi; oradan bilirim, her sözü lastikli adamlar kaybetmeye dayanamayanlardır, içlerinde ruhunuzun yırtılmasını göze alamıyorsanız, dışlarına yaklaşmayın.
  • En kolay mutluluk, insanlar için çalıştığı itiraf edilmiş insanların mutluluğuysa, hissedilmesi en zor mutluluk da insanlar için çalıştığı gizli kalmış insanların mutluluğudur.
  • Mutluyken içi ezilen insanlar vardır, onlar babalarının her takdirinden sonra annelerinin ekşi yüzüyle ya da tam tersi annelerinin takdirinden sonra babalarının gizli tehdidiyle karşılanmışlardır, birbirine zıt şeyleri atmadan içinde tutmak zorunda olanlar bu yüzden, tek duyguyla coşamazlar.
  • Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz biçimde, sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun.
  • Dürtüsel insanlar dürtülerini kontrol etmek peşinde algılamalarını derinleştirir, hesaplamalarını detaylandırır, kişiliklerini geliştirirler, dürtüsel olmayanlar ise tekdüze yapı ve dar bir kişilikte kalırlar.
  • Eğer bir evde uzun etek, iki sene sonra kısa etek, dört sene sonra bluz, altı sene sonra şilte, sekiz sene sonra yorgan yüzü olmamışsa, o evin çocuklarında hayata karşı güçlü bir tutumluluk, doğaya ve insana karşı derin bir sorumluluk gelişmesi zordur.
  • Hezeyan, kaygan ve belirsiz dünyada, buna dayanamayan birinin yaptığı sabitleme işlemidir.
  • İnsan olmanın sahip olduğu sadelik, adalet, itidal, sadakat, basiret, merhamet, bağışlama, alçakgönüllülük, hoşgörü, cesaret, saflık ve aşkla pozitif bir sonsuza doğru gideceği yolun bitmeyeceğini varsayarsak; insanlıktan çıkmanın da o nedenle, gösteriş, adaletsizlik, sadakatsizlik, gönlübüyüklük, korkaklık, nefret ve sevgisizlikle negatif sonsuza doğru bitirebileceği bir yol olmaması gerekir; itiraf etmeliyiz ki, gözümüzün önünde defalarca tekrarlamış gerçekler de aynen böyle işlemektedir.

  • Arkadaşlığın, dostluğun köklerinde hiç ummayacağımız kadar basit etmenler rol almış olabilir, soğuk mağaralarda her ısı artışını adeta koklayan derimizdeki sıcaklık reseptörleri gibi mesela.
  • Kim yumurtasına sahip çıkarsa o en gelişmiş olandır, balıklar suda, sürüngenler kumda, timsahlar ağzında, kuşlar yuvada, insanlar karnında saklar onu.
  • Kişisel özgürlükler, karşıt doğal zorunluluklara yol açar, volonterizmle ilerledikçe deterministik bir sonuçla karşılaşırız, bütün insanların sınırsız bir özgürlüğe sahip olmasından korkmamamın nedeni budur.
  • Hayat bir görevi yerine getirme durumudur, durdurulmadığı sürece, aynen embriyo gibi kendiliğinden oluşur. Yemek yeme, sevişme, merak etme, öğrenme, yerine getirme istediğimiz şeyler değildir, içimize doğmuş görevlerdir.
  • Yeryüzünde insan birlikleri vardır, sorumlu insanlar birliği, saldırgan insanlar birliği, atik insanlar birliği, tembel insanlar birliği gibi; aile, takım, parti, cemaat gibi insan meclisleri ise farklı birliklerden üyeler bir araya geldiğinde ancak kurulur.
  • Yüzer gezer konuşmalar yapamam, çünkü onlardan neyin katılaşacağını bilemem.
  • Ruhu, kapasitesiz bedenini yoracak biçimde nesneye hakimiyet arzusu gösteren, kendini nesneden yana korkutarak durdurmak zorunda kalır.
  • Dil, manik iki hastanın kuşlar gibi karşılıklı cıvıldaşırken oynadıkları bir oyun ve sonunda tutturdukları kurgu temelinde yükselmiş bir yapıdır.
  • Ölüm parasını başkasının ödediği sonsuz bir tatil gibi…
  • Kötü şey kendine iyi bakar.
  • Bütün güzel şeyler ödünçtür, beş ölü doğumun üzerine Tanrı’nın verdiği ve iki üç on yıl sonra geri aldığı Mozart ya da onun konserlerinde saraydan iki üç saatliğine alarak giydiği üzerine bol gelen parlak giysiseler gibi.
  • Beni en çok korkutan şey insan öldüren insanların, ben insana hemen hemen sağlıklı insanlar olarak görünmesi olmuştur.
  • Hiç bir tek başına erkek bir kadınla başa çıkamaz, iki adam mutlaka gerekir, ideali koca sevgili ya da baba oğuldur.
  • Yazmak paranoyayı geride bırakmaktır, yazılanlar paranoyayı uygular çünkü.
  • Paranoya çemberini geceler tamamlar sabahlar kırar, gecenin tamamladığı çemberi kıramayan bir sabah olursa, o gün paranoid paranoyasını uygular.
  • Yaşam, üç beş parça şeyin durmadan yer değiştirerek ürettiği sonsuz sayıda aslı olmayan görüntüdür. İki hidrojenden bir helyum, üç helyumdan bir karbon, trilyonlarca karbondan insan, milyonlarca trilyon karbondan dünya… Bu kadar ve başka bir şey yok.
  • İnsanlar doğduklarında ve öldüklerinde benzeyebilirler ama güldüklerinde ve yürüdüklerinde çok ayrılırlar.
  • Acı çok dağılmış insanın kendini toplama aracıdır, matkap gibi kullanıp onu psikolojik kaya katmanına ulaşır ve o temel üzerinde kendini yeniden kurar.
  • Bazılarının suç uydurma suçu vardır, bir suç denizinde böylece suçluluklarını görmezden gelebilirler.
  • Her duygunun kendi düşüncesi vardır, buradan her düşüncenin de bir duygusu olacağı fikrini çıkarmayın ama, duygusuz çok düşünce vardır dünyada!
  • Dövme, sığırlardan sonra denizcilere yaptırılmıştır, boğulanlar ve vurulanlar tanınsın diye.
  • Konuşma ancak bazı zamanlar için bir iletişim şeklidir, daha çok bir savunma şeklidir o.
  • Gece içimde hiçbir şey kalmadığı için sabah ölecek gibi kalkarım.
  • Daima başkalarını yücelterek kendimi gizlerim.
  • Hayallerimiz, toplumun bizden beklediklerinden ötedeyse utancımız fazladır.
  • Travma geçirmiş beden benliğe yabancı gelir.
  • En zehirli mahçupluklar sarılarak yok olurlar.
  • Öğretmen dilsizse çocuklar cezalandırılma korkusu, öğretmen konuşkansa öğrenciler utanma duygusu yaşar.
  • Ben sesleri yazabilirim, konuşamam
  • Başkalarına yardım et düzelirsin.
  • Yaratıcı olmak için kuşatılmamışlık duygusuna sahip olmak gerekir.
  • Yeryüzünde söylenmiş her söz doğrudur.
  • İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik kendini durdurmasıdır.
  • Ancak en az ve en fazla bir kere ihanet eden sadakatin daimi sahibidir.
  • Bizi yetersizliklerimiz barıştırır.
  • Her şey aynı şekilde örgütlenir, arılar ve köylüler dahil.
  • İnsanın yaptığı ilk plan, işemesini tutmaktır.
  • Aşk benim ödipalim değildir yalnızca, aksine geçmiş bütün ödipallerin toplamıdır.
  • Eğer ergenlikteki beceriksizlik toplumca tescil edilirse, kişide yaşam boyu bir çalışma felci gelişir.
  • Kadınlar ilk doğumda tecrübe ettikleri halde, acı içinde kalma pahasına neden sonraki çocuklarını doğurur? Çünkü annelik hormonu oksitosin, ilk doğum sırasında beynin kayıt yapmasını engeller.
  • Her türün üyeleri aynı canlının uzuvları gibi hareket ediyorsa eğer, tek tek her canlı için en önemli beceri diğer üyelerle eşgüdüm sağlamak olmalıdır.
  • Başarılı her insan, en azından kendi programını yapmaya yetecek kadar dışarıya kapalı olmak zorundadır.
  • Psikanaliz sırasında, analizana analist düşüncelerini, kendine yapay bir hayat kurması için ödünç verir, sonra da hiçbir zaman onları geri almaz; düşüncelerin geri verilememesi feci bir şeydir.
  • Dikkatte eksiklik kişiyi, en yakınına muhtaç eder, çünkü bu durumda ancak en yakındaki dikkatten kaçmaz.
  • Uygarlık saldırganlığın dolambaçlı yollardan ifadesidir, ifadede yol ne kadar dolanırsa, yaratıcılık o kadar fazla, yaratılan eser o kadar büyük olur.
  • İnsan ilk ava çıktıktan sonra sınır çizmeye başlamıştır, çünkü sadece avcı canlılar egemenlik alanı belirler.
  • Birincil narsizm hayvana, ikincil olansa insana bağlıdır, o yüzden ilki haklı, sonraki hastalıklıdır.
  • Çalmanın depresyonu sağaltıcı bir etkisi vardır.
  • Kimliğimiz, kendimizi algılama ile toplumun algılaması arasındaki uzlaşma çabalarının tümüdür.
  • Kültür kadınlara toplum karşıtlığını(psikopatlığı) yasaklandığından bu yana, kadınlar arasında hastalık hastalığı yaygınlaşmıştır.
  • Bir milli park yaratırken önce otobur temelini kurar, sonra üstlerine onlarla beslenecek yırtıcıları salarsın; bir ekonomi yaratırken de temele çalışanları yerleştirir, sonra üstlerinde kapitalistleri palazlandırırsın.
  • Kuran’ı biz dağlara göklere verdik, ancak onlar almadılar, onun için insana verdik” Mutlak sadakati çünkü yine de ancak insan gösterebilir.
  • Bileşmenin, birleşmenin olduğu her yerde organizatöre ihtiyaç vardır; insan da bir bileşimse eğer kendini idare edecek bir benliğe ihtiyacı olacaktır.
  • Kendisini çok sevenin nesnelere sevgisi azdır, nesneleri çok sevenin de kendine ilgisi azdır.
  • AIDS ve vebadan koruyan aynı gendir, veba Avrupa’da heladan, AIDS Afrika’da maymundan gelmişken, bedenin kendine verdiği görevi dün yaptığından farklı olarak bugün beyin zihne vermiyor ki Avrupa yaşıyor, Afrika ölüyor.
  • Bebeklikte zevk algılayan reseptörler iyi gelişmemiştir, o yüzden bebekler zevki bir erime duygusu olarak algılar; erişkin rüyalarında da cinsel doyum erime tonunda yaşanır. Bebekliğimiz o yüzden, hiç dökemediğimiz üstümüzdeki sıvadır Sıvayı, yalnızca çaresiz bir hastalıkla, karşılıksız bir aşk kazır.
  • İnsanda mahrem alan 0,5 metre, kişisel 1,2, sosyal alan da 3 metredir. Şiddet suçu işleyenlerde kişisel olan dört kat daha geniştir, o yüzden onlara beş metreden fazla yaklaşmamalı, yoksa tecavüze uğramış hissederler kendilerini.
  • Göz göze temas uzadıkça algısızlık oluşur, çünkü karşıdaki o zaman algılanacak nesne olmaktan çıkar bir “ben” daha olur, “nesne benliğim” de iki benliği bir arada taşıyamayacağı için dağılır. Nesne benliğini dağıtmanın en kısa yolu, benliği nesneye boğmaktır.
  • İnsanın içinde durdurucu düzenekler zayıfsa, bunların dışarıda kurulması gereklidir, ahlaki öğretiler ve din sanıldığından da lüzumludur onun için.
  • Beni en çok düşündüren şey, bitki “kanı”ndaki klorofille, hayvan kanındaki hemoglobinin birinin ortasında magnezyum, ötekinin ortasında demir bulunmasının dışında tamamen aynı yapılar olmasıdır.
  • Büyük bir adam biyolojik olarak küçük bir nedenle büyük olabilir, küçük bir adam da felsefi olarak büyük bir nedenle küçük yaratılmış olabilir.
  • Eksiği küçük olanlar onu kapatıp yıldızlaşır, eksiği nispeten büyük olanlar kapatamayıp yalnızlaşır; eksiği çok büyük olanlarsa, eksiği küçük olanların eksiğini kapatmakta kullanılır.
  • İçilen sıvının, bedenin her köşesine dağılıp sonunda idrara gitmesi canlıda olağanüstü bir toplama sistemi olduğunu gösterir.
  • Büyüklenmeci takıntılı benliklerin attıkları nutuk sırasında, sayısı yüzlere varabilecek sayıda geniş kanatlı burunlarına dokunup kaşındıklarını görüyorum, büyük düşünce beyni kaşıyıp durmaktan mı çıkıyordur nedir! Gördüğüm son örnek Slavoj zizek olmuştu.
  • Ölçülülük hafif kontrol gerektiren zayıf dürtülere sahip olmakla, aşırı kontrollülükse, kontrolü zor ve tehlikeli isteklere sahip olmakla gelişir.
  • Varlığımızı Afrika’daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa’daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış ve hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamıştır.
  • İlk yoksunluk tanışılan ilk gerçekliktir, bu durumda insana yüklenen gerçek amaç tam doygunluk şeklinde mükemmele ulaşmak olsa bile, o amacın o insanın beyninde kendine görünen yanılsaması gerçeklerden kurtulmak, yani mutlak özgürlük şeklindedir.
  • İnsanın geliştirdiği ve hala becerebildiği bencilliği alet kullanmasından gelir, bir zamanların taş, demir aletleriyle zuhur eden özellik bugünkü durumda, başka insanları kendi kullanımında aletler olarak görme yanılgısı doğrusu (sahip olana temel ihtiyaçlar doğrultusunda kazanç sağlaması anlamında devam etmektedir.
  • Hindistan en derin ülke, Norveç en sessiz, Japonya tek tip, Hollanda çalışkan, Avustralya rahat, Türkiye ise enerjisi meçhul mucize bir makine.
  • Şu Afrika’nın güney doğusundaki sıcak mağaralar olmasaydı biz olmayabilirdik, şu Avrupa’nın batısında, Amerika’nın ortasında, Mars’ın bilmem hangi çukurunda benzer başka mağaralar olmadığı için hiç olmayanlar, olmadığı bile akılda kalmayanlar olduğu gibi.

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir