Sözler ve Replikler » Genel » Sizden daha büyük hırsız mı olur?

Sizden daha büyük hırsız mı olur?

ali-karahasanogluSizden daha büyük hırsız mı olur?

Zaman zaman kendimi.. 

Hatta inandığım doğruları sorgularım..

Çok sıhhatli bir sonuca varamadığım, sorgulamalardan birisi de şudur:

“Müslümanlar kardeştir diyoruz ama.. Bak şu Araplara.. Allah petrol vermiş.. Onlar bu zenginliği, kendi halkına ve sonrasında da din kardeşlerinin olduğu ülkelerdeki müslümanların faydasına kullanacağına.. Gidip İngiltere’de, İspanya’da, ABD’de harcıyorlar parayı.. kimseden bedava para isteyen yok. Yatırımı bari Türkiye’ye yapsın.. O da yok.. İngiltere’de futbol takımı satın alıyorlar.. Türkiye’de fabrika almaktan kaçınıyorlar.. Ne biçim iş bu? Ne biçim kardeşlik bu?”

Yeraltı zenginliklerini, müslüman olmayan batılı ülkelerde çarçur etmeleri ile sınırlı değil hayıflanmam..

Siyasi hayatta da..

Uluslararası arenada bir karar alınacağı zaman..

Müslüman ülkeler, niye blok halinde hareket etmiyorlar?

Eski yıllardan bir örnek ama..

Hep kendi kendime sorgulamışımdır: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan ettiğinde, niye müslüman ülkeler, hep birlikte “tanıyoruz” açıklaması yapmamıştır?

**

Bizimkisi, saflık işte..

Sorgulamayı biraz derinleştirip, arkada, ne numaralar dönüyor baktığımızda…

Hilafetin canlandırılmaması için yapılan çabaların yanısıra..

Müslümanların birbirleri ile ticari münasebetlerini geliştirmemeleri için.. 

Siyasi ilişkilerini yakınlaştırmamaları için, siyonistlerin ne numaralar çevirdiklerini.. 

Rahatlıkla görebiliyoruz..

Olayların hiç de öyle “kendiliğinden gelişmediği”ni.. “Görünmeyen ellerin nasıl devrede ve her daim uyanık oldukları”nı..

“Müslümanlar arasında sıkı işbirliğinin hayata geçirilmemesi için, neler tezgahlandığı”nı, çok iyi anlıyoruz..

**

Soyut anlatımları boşverelim..

Edebiyatı keselim..

Somuta bakalım..

Buyrun 25 Aralık operasyonu kapsamında dinlemeye takıldığı iddia edilen, işadamı Latif Topbaş ile, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan arasındaki diyaloğu okuyalım..

(Hemen hatırlatayım.. Bu diyaloğu, Cumhuriyet gazetesinde, Topbaş ve Babacan suçlu imiş gibi aleyhte yapılan bir haberden aktarıyorum.. Türkiye’yi ayağa kaldıracak bir kıvılcım çakabilir miyiz diye yapılan bu konuşmayı bile, aleyhte haber yapmak için kullanan solculara, buradan selam ve saygılarımı gönderiyorum.. Paralelcilere de.. Her ne kadar sizin amacınız, bu insanları kodese tıkmak ise de.. İyi ki dinlemişsiniz. İyi ki bu konuşmaları kayda almışsınız diyerek, kutluyorum..) 

Topbaş ve Babacan arasındaki konuşmayı birebir aktarma yerine, özünü vereyim..

Konu şu..

Bir Arap işadamı..

700 milyon dolar (veya lira) koyacak.

Türkiye’den de, resmi makamlardan birisinin koyacağı 300 milyon ile, 1 milyarlık bir yatırım bankası kurmak istiyor..

Avrupa’da şurda burda, dönüp duran 700 milyarlık fon olduğu, Arap işadamının da, bir başlangıç olarak Türkiye’ye bu fondan biraz para çekebilmek için, 1 milyarlık bir yatırım bankası kurmak istediği konuşuluyor..

Tam da bizim, “Şu Araplar, ekonomik açıdan Türkiye’ye niye destek olmuyorlar ki..” diye eleştiri getirdiğimizi duyup, gereğini yapıyorlarmış gibi..

Arap işadamı, Türkiye’ye para getirmek için çaba içinde..

Başbakan ile görüşüyor.

Olumlu karşılanıyor…

Devamında Başbakan Yardımcısı Babacan ile  görüşüp, fiiliyata geçmek istiyor.

Türkiye sevdalısı olduğunu iddia eden paralel polisler..

Türkçe olimpiyatları ile, kasım kasım kasılan Gülen grubu polisleri..

Hatta “ezilen halklar” diye söze girip, kapitalist devletlerin sömürü düzenini bozma iddiasındaki solcular..

Böylesi bir görüşmeden dolayı..

Kendi çaplarında yapabilecekleri ne varsa, hep beraber koşup, yardım etmeleri gerekir iken..

Başörtülü annelerin “harama hiç dokunmadılar” diye övündükleri paralel polis müdürleri, bu konuşmanın neresini suç olarak görmüşler ki, kayda almışlar?

Bu konuşmada, Arap işadamının Türkiye’ye sermaye getirmesi için, ona yardımcı olmak isteyen işadamının ne yanlışını görmüşler ki, “gözaltına alınacak işadamları listesi”ne dahil etmişler?

Söyleyin, alnı secdeli paralelciler..

Ne yanlış gördünüz, bu görüşmede?

Ki, sömürü düzenini bozacak bu işadamını hedef tahtasına koydunuz?

**

“Haram yememişler”miş!

“Haramın en büyüğünü biz yedik” deseniz, daha doğru olur..

Uluslararası arenada, Arap sermayesini kendi ülkelerine çekerek.. Az gelişmiş ülkeleri sömürü çarkında ezip bitiren egemen devletlerin oyununu bozacak bir girişimi suç gibi göstermek, haramın en büyüğü değil mi?

“Biz hırsız değiliz” diyorlar..

Sizin bu yaptığınızdan daha büyük hırsızlık mı olur?

Arap sermayesinin Türkiye yerine.. ABD, İngiltere ve İsrail’e akmasını sağlamak.. Ona zemin hazırlamak, en büyük hırsızlık değil mi?

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir