Sözler ve Replikler » Lucius A. Seneca

Lucius A. Seneca

Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir.

Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.

Hayat öyle lanet bir şey ki; Ya yanlış zamanda doğru insanı karşına çıkarır. Ya da yanlış insanla, zamanını harcatır..

İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; Çünkü kaybedilmesi gerekenler, en önce kaybedilmelidirler.

İnsan geride bıraktıklarını özler, sahip olduğundan sıkılır, ulaşamadığına tutulur. . Genelde ulaşılmaz olan hep aşk olur.

Çoğu şeyi kazanırken, bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öyle seçimler yapki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin.

Unutma ki, birlikte olduğun insanın geçmişini kurcalamak, onunla kurmayı düşündüğün geleceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz.

Bağladığın bağlar çok sıkı olmasın, çok bol da olmasın. Çok bol olursa kaçarım; çok sert olursa koparım.

Kimi insanlar yaşamda hiçbir amaca sahip olmadan yaşarlar. Bu gibi insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez; ancak suyun akışına kapılarak akar giderler.

Kitapsız yaşamak,kör sağır,dilsiz yaşamaktır.

Hayat bir hikaye gibidir, ne kadar uzun olduğu değil ne kadar güzel olduğu önemlidir.

Küçük köpekler yabancılara nasıl havlarsa, topluluklar da büyük adamlara öyle havlar.

Yaşamaya hemen başlayın, ve her gününüzü yeni bir hayat gibi sayın.

Öğüdün yolu uzun, örneğin yolu kısa ve etkilidir.

Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Yükselten veya alçaltan şey kıyaslamadır. Bir nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.

Toprak ne kadar zengin olursa olsun ekilmedikçe mahsül vermez; kafalar da öyle, ekilmeyen kafalardan mahsül alınmaz.

Bilen birine öğüt vermek gereksizdir bilmeyen birine ise yetersizdir.

Ömrünü seyahatle geçirenler bir çok otelci bulur, ama dostluk kuramaz.

Hepimiz yaşamın kısalığından söz ederiz de, boş geçen zamanlarımızı nasıl kullanacağımızı bilemeyiz!

Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır.

Gerçek, ancak işitmek isteyene söylenmeli.

En kudretli insan,kendisine hakim olandır.

Neden kimse hatalarını itiraf etmez? Çünkü hala hataların içindelerdir de ondan. Hatalarını itiraf etmek de iyileşmenin bir belirtisidir.

Fakir, aza sahip olan değil, çoğu isteyendir.

Doktor kendini kaybetmiş bir hastanın huysuzluklarına sinirlenmez. İşte akıllı bir adamın da insanlara yapacağı muamele böyle olmalıdır.

Yaşamın önündeki en büyük engel bekleyiştir, ertesi güne tutunan ve bugünü berbat eden bekleyiş.

Ey hayat seni bu kadar önemli tutulman ölüm sayesindedir.

Köleliğin zincire vurduğu kişi azdır; kendini köleliğe zincirleyense daha çoktur.

Hayat bu, zaman gelir, her şey bir anda son olur. Hayat bu, son dediğin an, her şey yeniden can bulur.

Aslında zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, Biz cesaret edemediğimiz için zordur.

Unutmazsan senin, affetmezsen onun canı acıyacaktır. Unutma, affetmek ve unutmak sadece iyi insanların intikamıdır.

Zor olduğundan cesaret edemiyor değiliz, tersine cesaret edemediğimiz için zordur.

Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, Yaşamın anlamını kaybetmek.

Erdem anlaşılmaz olsa bile asla gizlenemez, aksine belirtilerini çevreye yayar; layık olan herkes, onu izlerinden anlayacaktır.

Kışkırtmayan kötülük yoktur. Tamah, para vaat eder; lüks türlü türlü haz; tutku erguvan rengi bir urba ve alkış. Zevk ve eğlenceye düşkünlük, sunduğu armağanlarla baştan çıkarır kişiyi.

Herkes yanlış yapar, ancak ahmaklar yanlışlarında direnirler.

Gereğinden fazla olan şey nerede olursa olsun, yanlıştır.

Yara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz.

Büyük adamsın, ama nereden bileyim bunu, yazgın sana erdemini hiç sergileme fırsatı tanımamışsa.

Kaygılar arasında bocalayan bir zihin bir şeyler almaya elverişli değildir, tıka basa dolmuş gibi geri çıkarır her şeyi.

Çok az şeye sahip olan insan değil, asıl çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir.

Soylu ruhları çalışma besler.

Hiçbir çağ yasak değil bize, hepsine ulaşabiliriz, eğer gönül yüceliğimizin gücüyle insana özgü zaafların dar sınırlarının ötesine geçmek istersek çok büyük bir zaman aralığında gezinebiliriz.

Bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa onun için her rüzgar uygundur.

Üstünde ilaçlar denenen bir yara kapanmaz. İkide bir başka yere dikilen bitki gelişmez.

Sen, bir adam kendisi övüldüğü zaman, bunu nasıl karşıladığına dikkat edebilirsen, her adamın karakterini keşfedebilirsin.

Uzun yaşamak için değil, doğru yaşamak için çabalamalıyız.

Sarhoşluk kusur yaratmaz, kusurları açığa vurur.

Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.

İnsan, mantıklı düşünen bir hayvandır.

Bir bilge en kötüyü bile gülerek karşılamalıydı.

Kadınların saklayabildikleri tek sır, bilmedikleri sırdır.

Hasta oldugun icin değil, hayatta olduğun için öleceksin.

Deniz sakin olduğu zaman büyük dalgalar kayalara çarpmaz.

Bedenimiz yiyecek ve içecekle tıka basa doluyken, doğru dürüst düşünemeyiz.

Nefes alıyorsan umut var demektir; ama nokta koyulduktan sonra, ‘belki’ demek umut değil, çaresizliktir.

Mutlu yaşam, tutku ve korku üzerinde mantığın ve düşüncenin elde ettiği bir zaferdir.

Hayat bir öyküye benzer, önemli olan yanı eserin uzun olması değil, iyi olmasıdır.

Açıkça gösterilen nefret, öç alma duygusunu yok eder.

Yaşıyorsak, hala umut var demektir.

Hayatı komedi sananlar, son espriyi iyi düşünsünler!

Sarhoşluk, gönüllü çılgınlıktır.

Soysuz güzellik kokusuz menekşe gibidir.

Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır..Ama güneş her gün yeniden doğar.

Niye iyilerin başına birçok bela gelir? İyi insanın başına hiçbir kötülük gelemez; karşıtlar birbirine karışmaz. Nasıl bu kadar çok nehir, gökyüzünden yeryüzüne düşen bu kadar şiddetli yağmur ve bunca güçlü şifalı su denizin tadını değiştirmez, hatta bozamazsa, aynı şekilde felaketlerin hücumu da cesur insanların ruhunu alt üst edemez. Ruh kendi konumunda kalır ve her ne olursa, onu kendi rengine döndürür; çünkü ruh bütün dış şeylerden daha güçlüdür. İyi insanın ruhu bu olanları duyumsamaz demiyorum; aksine onların üstesinden gelir ve saldırıların karşısına sakin ve yumuşak başla dikilir. Her talihsizliği bir deneme sayar.

Bir yanı dinlemeden karar veren doğru karar vermiş olsa bile adaletsizlik etmiş sayılır.

Kader vermediğini geri alamaz.

Ölüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur.

Ölmesini bilene hiçbir şey zorla yaptırılamaz.

Sevip de kaybetmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir.

Altın ateşte, cesur insanlar felakette anlaşılır.

Zaman hakikatleri bulur.

Büyük bir servet, büyük bir köleliktir.

Bütün sanat doğanın bir taklididir.

İnsanlar arasında Tanrın seni görüyormuş gibi yaşa. Tanrıya dua ederken de insanlar seni dinliyormuş gibi dua et.

Hiçbir şey bilmemektense, lüzumsuz şeyleri bilmek bile faydalıdır.

Cüce, dağa da çıksa cüce, dev, kuyuya da girse devdir.

Büyüklük tepelerine giden yollar inişli, çıkışlıdır.

İyi işleyen bir dimağ, bir imparatorluğa sahip demektir.

Öfkenin en iyi ilacı ertelemektir.

Biz fani yaratıklar, ne kadar çılgınız.

Acısız geçen gün yoktur.

Çoğu zaman düzenli olan şey niteliktir, nicelik değil.

Sen benim kütüğümü yuvarla, ben de seninkini.

Önemli olan kantite değil, kalitedir.

Başlayan her şey biter.

Tanrı soylu ruhları sert biçimde sınıyorsa, bunda şaşılacak ne var? Erdemin kanıtı asla kolay değildir. Talih bizi kamçılar ve vurarak ezer, dayanalım! Bu vahşet değil, bir mücadeledir; bu mücadeleyle ne kadar sık karşılaşırsak o kadar cesur oluruz.