Dost gibi görünen yalakalar,
Farklı olmaya çalışan basit insanlar,
Arkamızdan kurulan oyunlar..
Kural hep: Gül ve Geç.
Hep korkarız yalnızlıktan ama bil ki yalnızsan;
Yalancı arkadaşların, iki yüzlü dostların ve çekip gidecek bir sevgilin olmaz.
Yüreğinin götürdüğü yere gidenlerin yolu, dönüşte psikiyatristten geçer.
Eskiden kızlar aşk adamı arıyorlardı, şimdilerde adam olsun yeter diyorlar.
Kadın unutmaz; sadece sineye çeker. Zamanı geldiğinde ise iade eder.
Eski sevgiliye geri dönmek, sonunu bildiğin bir kitabı yeniden okumak gibidir.
Mini etek,
Mini beyinleri tahrik eder.
Seni seviyorum, dediğinde ‘gerçekten mi’ diye sorarsam; inanmadığımdan değil, sadece bir kez daha duymak istediğimdendir.
Okşayan elin kıymetini bilmeyenler, tekmeleyen ayağı öperler.
Hayatımda hep çok şey sandığım insanların; aslında hiçbir şey oluşunun yükünü taşıyorum.
Anlatmak istediğim çok şey,
Konuşmak istediğim tek kişi var.
Hepsi bu kadar.
Ben az konuşurum, sen çok anla..
Bardağa kola doldurur gibi değer vereceksin insanlara ağır ağır ve yavaş. Çok verirsen köpürür taşar, Elinde bardakla kalırsın.
İlginç ama bluetooth gibidir erkekler. Yanındaysan sana hep bağlı kalırlar, Uzaklaşınca ise yeni aygıt aramaya başlarlar.
Kumandayı dizime vurarak çalıştırdığım günden beri, kimse beni şiddetin çözüm olmadığına inandıramadı.
Aşk bazen yeni çıkan bir filmin fragmanı gibidir. Görebileceğin tüm güzellikler yalnızca tanıtımda verilir.
Kendine gel, seni orada bekliyorum.
Bedava psikolog bulursam, depresyona girmeyi düşünüyorum .
İlginç; ama kadınlar cam gibidir adeta. Ve camın ömrü kırılana kadardır aslında.
