Sözler ve Replikler » John Fowles

John Fowles

Düşünüyorum öyleyse varım değil; yazıyorum, çiziyorum öyleyse varım.

Yaşam ölüme ödediğimiz bir bedeldir, tersi değil. Yaşamımız kötüleştikçe daha fazla öderiz, daha iyiye gittikçe ucuzlar.

Bizler doruğu hiçbir zaman göremeyecek olan köleler değiliz; çünkü hiçbir doruk yoktur. Yaşam yüzyıl sonra daha az kusurlu olacaktır. Mükemmeleşebilme anlamsızdır. Çünkü sonsuz sürece nerede girersek girelim bir çeşit nostaljiyle geleceği bekleriz ve daha iyi bir çağı hayal ederiz.

Esas trajedi buydu. Bir adamın kötü olmaya cesaret etmesi değil, milyonlarca insanın iyi olmaya cesaret edememesiydi.

Yoksul bir ülkede yurtseverlik, eğer o ülke zengin ve güçlü olsaydı insanın kendi ülkesinin en iyi olduğuna inanmaktır. Zengin bir ülkede yurtseverlik, o ülke zengin ve güçlü olduğu için insanın kendi ülkesinin en iyi olduğuna inanmaktır.

Nükleer bir felaketin yapabileceğini zaman çoktan yapar. Bu yüzden şimdi yaşa ve bunu yönet.

Hepimiz sevilmekten ya da nefret edilmekten hoşlanırız. Bu anımsanacağımızın, varolduğumuzun bir işaretidir. Bu nedenle sevgi yaratamayanların çoğu nefret yaratmışlardır. O da anımsanır.

Eşit olmayan bir dünya yaratmak mutluluğun doğasında vardır. Herkes için erişilebilir bir mutluluk yaratmak, herkes için erişilebilir bir kadın gibidir.

Duygularla konuşurlar. Pek kesin bir dil değil bu. Tam tersi. En kesin dil. İnsan öğrenebilirse tabii.

Anladığımız anlamda serbest girişim bir insanın istediği kadar zengin olmasına olanak vermektir. Bu serbest girişim değil, serbest girişim değil; serbest vampirizmdir.

Istırap, ölüm felaket, talihsizlik, trajedi dediğimiz şeye özgürlüğün bedeli demeliyiz. Bu ıstıraplı özgürlüğe tek seçenek ıstırap çekmeyen bir özgürlüksüzlüktür.

Şu anki yaşamımızda gelip-geçici bir kiracı gelgeç bir konuk değilim, ben. O benim evim. Ve sahip olacağım tek ev. Sadece buna sahibim.

Evren aynı kalmak için değişir biz ise farklı olmak için.

Olası tek cennet içinde bir zamanlar varolduğumu bilemeyeceğim cennettir.

Ölüm daha mutlak göründükçe yaşam daha otantik olur.

Hangisini içiyorsun; suyu mu yoksa dalgayı mı?

Mutluluk skalasında evrim dikey değil, yataydır.

Dünyanın çevresindeki bu gizemli duvar ve ona ilişkin algımız, bizi hayal kırıklığına uğratmak için değil; bizi yeniden şimdiye yaşama şua anki varoluşumuza yöneltmek için oradadır.

Birleşme bir ilkedir. Proton elektronla birleşir, atomlar birleşerek karmaşıklıkları artar, birleşerek moleküller yaparlar, amip amiple birleşir, erkek dişiyle birleşir, akıl akılla birleşir, ülke ülkeyle… Varoluş birleşmiş olmaktır. Olmak birleşmektir. Ve varlık ne denli yüksek olursa birleşme o kadar fazla olur.

Varsayımsal mükemmel evlilik’in ölçütleri tutku ve uyumdur. Ne var ki tutku ile uyum bağdaşmazlar. Bir evlilik tutkuyla başlayıp uyumla sona erebilir; ama aynı zamanda hem tutkulu hem de uyumlu olmaz.

Tanrısal çözüm, yönetilenlerin yönetildik diyemeyeceği bir anlamda yönetmeden yönetmektir. Yani içinde yönetilenlerin kendilerini yönetmek zorunda oldukları bir durum oluşturmaktır.

İnsanlar bir zamanlar kendi hazlarını yaratabileceğine inanıyordu; şimdi onların bedelini ödemesi gerektiğine inanıyor. Sanki çiçekler artık tarlada ve bahçede değil de; sadece çiçekçi dükkanlarında yetişiyormuş gibi.

Milliyetçilik ucuz bir içgüdü ve tehlikeli bir alettir. Herhangi bir ülkeden başka ülkelere borçlu olduğu şeyleri çıkarıp alın ve sonrada onunla gururlanabilirseniz gururlanın.